BİZ EGZERSİZ UZMANLARINA GÖRE NEDİR “HAREKETLİ YAŞAM”
Hareket dediğimiz şey, hemen eyleme geçmek demek, hareket dediğimiz şey herhangi bir şeyi o an yapmak demek, bedeni hareketli kılmak demek. Düşünmeyi, plan ya da program yapmayı bir kenara bırakıp sen de başlayabilirsin hareketli yaşama. “Hava çok güzel yürüsem mi?” yerine “Hava çok güzel ve yürüyorum.” diyerek başlar hareket. Hiç düşünmeden asansör yerine merdivenlere yönelmektir hareket. Alışveriş merkezinde en uzak otapark noktasına arabayı park etmektir hareket. Mesela karşıdan karşıya geçerken küçük koşularla nabzı biraz yükseltmektir hareket. Bir düşünsenize en son ne zaman ip atladınız ya da sek sek oynadınız, yere tebeşirle çizilmesi mi lazım? Çocukluğunuzda hayali bir çembere attığınız basketleri hatırlasanıza.
Zamanı yakalama telaşı ile kendini evden attığın sabahlar, saatin seni senin saati kovaladığın günler, alelacele yenen yemekler ve nasıl geçtiğini bile fark etmediğin koskoca bir gün. “Hiçbir şeyin yetişmediği bir güne bir de sporu nasıl ekleyeceğim” diyenlerden misin? Spor salonuna yazılmayı, pilatese başlamayı, bir tek adım bile atmayan biri olarak koşuya çıkmayı planlayarak geçirilen pek çok Pazartesi. Zaman; ne, nasıl, neden diyerek hareket etmeden geçirdiğin günler, aylar ve mevsimler olarak akıp gidiyor. Oysa biz spor insanları “Hareketli Yaşam” derken başka şeyler düşünüyoruz.
NASIL VE NEREDEN Mİ BAŞLAYACAKSINIZ?
İlk iş olarak hareket etme olgusunu düşüncelerinizde basitleştirin ve bir kaç adım fazla atarak, iki üç basamak fazla çıkarak başlayın. Hareket etmek için tasarlanmış vücutlarımızı modern hayatın gerekleriyle hantal bir enerji deposu haline dönüştürdüğümüz günümüz dünyasında, her fırsatı değerlendirin ve vücut denen muazzam makinayı çalıştırın. Şimdi, hemen ya 40 adım atın ya da 40 adım atın ve hep sağlıklı kalın.